Ortalamanın Faşizmi
Ortalama insanlar her şeyin “orta halli”sini isterler. Orta düzeyde ve pragmatik bir zekâ, normlara bağlı bir hayat, ortalama zevkler, orta sınıf düşünceler. Okuyacakları yazar, dinleyecekleri müzik, oy verecekleri parti, sohbet konuları ve dertleri ortalamanın üstüne çıkmaz. Seçtikleri eşleri yoksul olmasın ama varsıl da olmasın, “orta halli” olsun ki nasıl baş edeceklerini bilsinler.
Aşk, sarhoşluk ve şiir, onlara göre değildir; belediyenin izin ve ruhsat vermediği mevzuları yaşamazlar. Olması beklenenden fazla olan kişiler kıskanılırlar, pek sevilmezler, aileleri tarafından bile anlaşılmazlar. Öğrenci ise ortalamanın üstü bir öğretmene, öğretmense ortalamanın dışındaki öğrencilere tahammül edemezler. Ruh derinlikleri yoktur, farklı olan kötü olandır, ilginçliklerle ilgilenmezler. Sığ sularda mutludurlar ama her şeyi abartmada üstlerine yoktur.
Herkesten fazla yurtsever, herkesten fazla dindar, herkesten fazla devrimci olurlar, her şeyleri mükemmeldir. Güçsüzlerden tiksinir, kendilerinden zeki olanlardan korkarlar. Ortalamanın faşizmi bunların omuzlarında yükselirken, rahatlarını kaçıran her şeye muhalif görünüp, hariçten gazel okurlar. Asla suça ve günaha bulaşmayan “steril bir hayat”ları vardır, dünya yansa hasırları yanmaz.