Homo Ludens(Oynayan İnsan)
Evren bir oyundur, hayat bir oyun. Oyunun farkında olmayan ya da aşırı ciddiye alan insanın aşamadığı/aşmak istemediği zihinsel barikatları vardır ne yazık ki. Kültür dediğimiz fenomen, bu oyunların bir oyun olduğunu gizleme üzerine kuruludur. Yoksa din, devlet, millet, vatan, bayrak, kutsal, şehit, günah, suç ve ceza vb. kavramları nasıl olabilirdi?
İnsanlar takım oyunlarını bireysel oyunlardan daha çok seviyorlar ve karşı takımdan olanlara düşmanlık ve nefret duyabiliyorlar. “Neden oruç tutmuyorsun? Neden bizim mezhepten değilsin? Neden bizim ırktan değilsin? Neden bizim rengimizden değilsin? Neden evli değilsin, düşünmüyor musun? Neden yazıyorsun? Neden şarap içiyorsun? Neden kitap okuyorsun? Neden caz dinliyorsun? Neden aşık oldun? Neden vegan oldun? Neden bizim partiye oy vermiyorsun? Neden Fenerbahçeli değilsin?” türünden sayısız münasebetsiz sorular vardır bu ülkede. Hepsinin anlamı şu; “Neden bizim oyunumuzda rol almıyorsun?”.
Her hangi bir oyunda yer almak, bu saldırılardan kurtulacağınız anlamına gelmiyor.
Neden daha dindar, daha milliyetçi, daha tutucu, daha radikal, daha bağnaz değilsin? Yoksa bir kuşkun mu var?
Neden daha vatansever-sakaryacı, neden daha da Atatürkçü, neden daha militarist, neden daha da kahraman olmuyorsun, imanın mı zayıf?
Anladık evlendin, neden herkesten fazla mutlusunuz bakiim? Gezip tozuyorsunuz dünyayı, nereye kadar? Bayramlarda el öpmeye gittiğiniz görülmemiş, ayıp ayıp. Kaç çocuk düşünüyorsunuz evladım, düşünmüyor musunuz? Deli misiniz, kaçık mısınız? Ayıp ayıp. Boşandırma kararı verir anası birden, neye uğradığını anlamazsın, şaşkaloz!
Bu kavga, bu nizah bitip tükenmez, oysa kavga da bir oyundur, savaş da. Ölümcül oyunlardır bunlar, ama olsun. Bu uğurda şehit de oluruz gazi de icabında.